Saint Paul Kilisesi

Mersin şehrinin Tarsus ilçesi farklı dinlere mensup olan insanlara tarih boyunca ev sahipliği yapmıştır. Anadolu’nun tarihsel ve kültürel miraslarına göz geçirildiği zaman Mersin şehrinin ve Tarsus ilçesinin bu bağlamdaki mirasları oldukça fazladır. Mersin ve Tarsus‘un her bir köşesinde hem Roma döneminden kalma hem de Klikya döneminden kalma eserlere rastlamak mümkündür.

Mersin’in Tarsus ilçesi inanç turizmi ile ön plana çıkmaktadır. Bu bağlamda Tarsus ilçesindeki en önemli yapılardan bir tanesi de St. Paul Kilisesidir. Kilise olmasından mütevellit özellikle de hristiyanlara hitap eden bu kilise yılın her döneminde dünyanın dört bir tarafından turist çekmektedir. Mersin Gezi Rehberi sitesi ile Mersin’de gezilecek yerleri öğrenebilirsiniz.

St. Paul Tarihi

Tarsus

,un güneyinde, Ulu cami semtinde yer alan ve Aziz Paul’a adanan bu kilisenin 1100-1200 yılları arasında inşa edildiği düşünülmektedir. 1992-1993 senelerinde Vatikan tarafından düzenlenen Aziz Paul Sempozyumu ve Ayini buranın önemini kat be kat artırmıştır. Aziz Paul Anıt Müzesi bu nedenle hac amaçlı ziyaretçilerin oldukça fazla ilgisini çekmektedir.

1994 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından St. Paul Anıt Müzesi tescillendi ve koruma altına alındı. 1997 senesinde ise restorasyon çalışmaları başlatıldı. Başlatılan restorasyon çalışmaları 2001 senesinde tamamlandı ve kilise Anıt Müzeye dönüştürüldü. Kilisenin etrafında bulunan yapılar ise turizme hizmet etmek amacıyla kamulaştırıldı.

MS 4.yy’da İmparator Constantinius Hristiyanlığı resmen tanıdı ve dine uygulanan baskı ortadan kalktı. Bu baskının ortadan kalkması ile birlikte ise kilise yapımına hız verildi. Hristiyanlığın yayılması konusunda büyük uğraş ve mücadeleler veren Aziz Paul adına ise yapılan birçok kilise bulunmaktadır.

Aziz Paul hristiyanlık dinin en önemli şahsiyetlerinden bir tanesidir. Aziz Paul’un doğum yeri Tarsus’dur ve Tarsus bu kiliselerin birkaç tanesine ev sahipliği yapmıştır. Ancak bahsettiğimiz kiliselerin yalnızca bir tanesi günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır.

Saint Paul, Suriye, Yunanistan ve Kıbrıs’a yolculuklar yapmış olsa da öğretilerin yaydığı ve en çok vakit geçirdiği yer başta doğum yeri Tarsus olmak üzere Anadolu bölgesidir. İncil kitabında Tarsuslu Paul olarak geçmesi sebebiyle Tarsus hristiyanlık tarihi için oldukça önemli bir yer olmuştur. Yine bu sebepten ötürü Tarsus’da birçok kutsal mekan bulunmaktadır.

Hristiyanların Tarsus’tan ayrılması ile birlikte Saint Paul Kilisesi uzun bir zaman boş kalmıştır. Bu kilise bazı eklemelerle zaman zaman farklı amaçlar için de kullanılmıştır.

Kilisenin kuzey doğu köşesinde yer alan çan günümüzde hala görülebiliyor. Yapı tavanının merkezinde bulunan Mattios, Lucas, Yohannes, Marcos ve Hz. İsa’nın freskleri dünyaca ünlü. Orta nefte yer alan pencerenin her iki tarafında bir manzara ve melek tasviri inananlar için büyük önem arz etmektedir.

Kilisenin kutsal mekan süslemeli mermer ve aziz tasvirlerinin dünyada başka örneği olmamasından ötürü bu inanç merkezinin değeri oldukça fazla artmıştır.

Kuzey ve güney kısımlarında birer tane daha küçük kapının bulunduğu kilisede iç mekan aydınlatmasının sağlanması adına pencereler simetrik şekilde konulmuştur.

Ramazanoğlu Ahmet Bey tarafından 1415 senesinde camiye çevrilen bu yapı, Roma stilinde yüksek ve kalın duvarları, dışa bakan taraf dar, iç kısmı ise geniş, kalın sütunları ve derin pencereleri ile görülmeye değer bir yer.

Tarsus ilçesinde Aziz Paul’a adanan diğer kutsal mekan ise St. Paul Kuyusudur. Hristiyan dünyası için oldukça önem verilen bir yerdir. 1862’de yapılan büyük çaplı onarımdan sonra genel mimari günümüzdeki halini almıştır.

Doğru bir tanıtım stratejisi ile birlikte St. Paul Kilisesine dünyanın dört bir tarafından gelebilecek binlerce kişi, Türkiye’nin inanç turizminin artması konusunda anahtar bir rol oynayabilir. Aziz Paul Kilisesi yeterince tanıtım yapılmamasına rağmen oldukça fazla ilgi görmeyi başarmıştır.